Fed’den Kashkari, yükselen tahvil getirileri ve düşen doların yatırımcıların ABD’den uzaklaştığını gösterdiğini söyledi

Minneapolis Fed Başkanı Neel Kashkari, Cuma günü yaptığı açıklamada, son piyasa eğilimlerinin yatırımcıların, Başkan Donald Trump’ın ticaret savaşı tırmanırken yatırım yapmak için en güvenli yer olarak görülen ABD’den uzaklaştığını gösterdiğini söyledi .

Merkez bankası yetkilisi, CNBC’nin “Squawk Box ” programına verdiği röportajda, son günlerde Hazine tahvillerinin faiz oranlarının yükselmesi ve ABD dolarının küresel para birimleri karşısında değer kaybetmesiyle birlikte, eğilimlerin normalde görebileceğinizden farklı olduğunu söyledi .

“Normalde, büyük tarife artışları gördüğünüzde, doların yükselmesini beklerdim. Doların aynı anda düşmesi, bence, yatırımcı tercihlerinin değiştiği hikayesine biraz daha güvenilirlik kazandırıyor,” dedi Kashkari.

Trump’ın ABD’li ticaret ortaklarına yönelik %10′luk genel bir gümrük vergisi uygulama niyetini açıklamasının ve Çarşamba günü geri adım atmadan önce daha da sert bazı vergiler uygulama tehdidinde bulunmasının ardından, 10 yıllık Hazine tahvillerinin getirisi bu hafta arttı .

Aynı zamanda, Amerikan dolarıKüresel para birimlerine karşı %3′ten fazla değer kaybetti ve bu hareketler potansiyel olarak güvenli liman ABD varlıklarından uzaklaşma anlamına geliyor.

“Dünya çapındaki yatırımcılar Amerika’yı yatırım yapmak için en iyi yer olarak gördüler ve eğer bu doğruysa, bir ticaret açığımız olacak. Dolayısıyla şimdi kendini ifade eden yollardan biri Amerika’daki varlık sınıfları genelinde daha düşük getiriler,” dedi Kashkari. “Ticaret açığı düşecekse, yatırımcıların, tamam, Amerika artık yatırım yapmak için dünyadaki en çekici yer değil demesi olabilir ve o zaman tahvil getirilerinin artmasını beklersiniz.”

Ancak Kashkari, piyasanın işleyişinde önemli bozulmalar olmasa da “stresler” gördüğünü belirtti.

Kashkari, bu yıl faiz oranı belirleme Federal Açık Piyasa Komitesi’nde oy kullanmayacak ancak 2026′da oy kullanacak. Mevcut ortamda odak noktasının enflasyon beklentilerini sabit tutmak olduğunu belirterek, diğer politika yapıcıların mali ve ticaret politikasında daha net bir görünürlük sağlanana kadar faiz oranlarının hareket etmesinin olası olmadığı yönündeki açıklamalarını tekrarladı.