Audi, elektromobilite atağını sürdüren yeni hamlesiyle, Q6 e-tron’un Sportback versiyonunu tanıttı. Bu yeni model, aynı platformu ve teknolojiyi paylaştığı Porsche Macan ile doğrudan rekabet edecek. Audi’nin bu yıl başında tanıttığı geleneksel SUV versiyonunun ardından, coupe formundaki Q6 Sportback e-tron, daha dinamik bir tasarım sunuyor.
4,77 metre uzunluğa sahip olan bu model, 1,67 metre yüksekliğiyle geleneksel versiyondan yaklaşık dört santimetre daha alçak. Tasarımında, Audi’nin ilk nesil TT modelinden ilham aldığı geriye doğru alçalan tavan çizgisi dikkat çekerken, ön yüzey de standart Q6 e-tron ile benzer bir görünüm sunuyor. Ancak, ön tampondaki hava girişleri, modelin versiyonuna göre gümüş veya parlak siyah olarak farklılaşıyor. Bagaj hacmi ise 511 ile 1.373 litre arasında değişiyor, ayrıca ön kaputta 64 litrelik ek bir depolama alanı mevcut.
Q6 Sportback e-tron, performans konusunda da etkileyici özellikler sunuyor. Quattro dört tekerlekten çekişli modellerde, ön aksda asenkron motor (ASM) ve arka aksda senkron motor (PSM) yer alıyor. Arkadan itişli 83 kWh bataryalı giriş seviyesi model, 185 kW (252 HP) güç üreterek 0’dan 100 km/s hıza sadece 7,0 saniyede ulaşıyor. Performance modeli ise 100 kWh batarya ile daha güçlü bir yapı sunarak 225 kW (306 HP) gücüne sahip, 0’dan 100 km/s hıza 6,6 saniyede çıkabiliyor. Quattro modelde ise toplamda 285 kW (387 HP) sistem gücü ile 0’dan 100 km/s’ye 5,9 saniyede ulaşabiliyor ve maksimum 210 km/s hız yapabiliyor. SQ6 versiyonu, 360 kW (489 HP) gücüyle 0’dan 100 km/s hıza 4,3 saniyede ulaşabiliyor.
Yüksek performanslı şarj özellikleri de dikkat çekiyor. Audi Q6 Sportback e-tron, 270 kW şarj kapasitesi ve 800 volt altyapısıyla bataryasını %10’dan %80’e yalnızca 22 dakikada şarj edebiliyor. Tam şarjla, Performance versiyonu WLTP standartlarına göre 656 kilometreye kadar menzil sunuyor. Ayrıca, geleneksel SUV versiyonuna göre 37 milimetre daha alçak olan bu model, aerodinamik açıdan da daha verimli, bu da menzil açısından ek bir avantaj sağlıyor.
Q6 Sportback e-tron, Audi’nin geleceğin mobilitesine nasıl yön verdiğini bir kez daha gözler önüne seriyor.